Yığın Atlama konusu jungian psikolojinin en ilgi çekici alanlarından biridir. Bu yazıyı okuduğunuzda siz de bu konunun bireyin bütünlük duygusuna kavuşması için ne denli önemli olduğunu farkedeceksiniz. Bundan dolayı ben de bugünkü “yığın atlama” yazımda bu iki işlevin birbiri ile nasıl ilişki kurduklarını ve kullanıcılarını nasıl etkilediklerinden bahsetmek istiyorum.
Hiçbir işlev, karşıtının ya da tamamlayıcısının zıtlık yansıması olmadan tam olarak anlaşılamaz. İşlevler arasındaki bu ilişki, işlevlerin tek başlarına değil de çiftler halinde ele alınmalarını daha uygun hale getirir. Karşıtlık ilişkisine rağmen, baskın ve alt işlev de işlev çifti oluştururlar. Bu nedenle anlaşılmaları için beraber ele alınmaları oldukça önemlidir.
Öncesinde Baskın Bilişsel İşlevler ve Alt Bilişsel İşlevler kategorisine bir göz atabilirsiniz. Ayrıca Alt İşlev Nedir? yazımızı okumak isteyebilirsiniz.
Yığın Atlama Sürecinin Öncesi ve Baskın İşlev Tutumu
Büyük ölçüde bilinçsiz olmasına rağmen alt işlev, baskın işlevi bilgilendiren ve etkileyen bir işlevdir. Fakat baskın işlev kendini önceleyerek alt işlevin ihtiyaçlarını ve arzularını görmezden gelir. Ancak alt işlev kendi sesinin duyulabilmesi için kendi istek ve arzularını bilinç dışının denizine bırakır. Bunu yapmasındaki amaç mesajının en azından bir kısmının duyulacağını ve dikkate alınacağını ummasıdır.
Örnek olarak INTJ’lerin ve INFJ’lerin “dışadönük duyum” yani Se alt işlevini ele alalım. Se bilinçsizce çevreden duyusal verileri toplar ve daha sonra INJ’lerin baskın işlevi olan içedönük sezgi yani Ni’nin sentezleyip yorumlaması için bilince yansıtır. Se’nin sağladığı gerçek veriler Ni’nin olasılıkları ve potansiyelleri görme özelliğiyle işlenir. Bu durumda INJ tiplerinin vizyonlarını ve sezgilerini fiziksel olarak somutlaştırma ihtimalleri ortaya çıkar. İşte bu durum Si alt işlev ile Ni baskın işlev arasındaki bütünlüğün sağlanmasıdır.
Fakat Ni işlevi Se işlevini dikkate almaz ise o zaman da Ni ispat edilemeyecek olasılıklar denizinde kaybolmaya başlayacaktır. Haliyle kendini daha fazla yoracak ve bir tür “baskın işlev yorgunluğu” yaşayacaktır. Ancak insanların alt işlevlerinin farkına varması da kolay değildir. Bu gerçekten zaman ve çaba isteyen bir iştir. Zaten bütünleşme de bu yüzden zordur.
Alt işlevin keşfedilmesi
Ancak alt işlev de sesini duyurmadığı zaman kendini geri çekmez. Bu defa dikkate alınma ve kendini farkettirme umuduyla bilinçdışının denizine mesaj şişeleri bırakır. Çünkü bir noktadan sonra yorgunluk yaşayan insan o denizin sahiline muhakkak uğrayacaktır. İşte o noktaya gelen biri alt işlevin mesajlarına ulaşır ve ardından da kendini alt işlevin istek ve arzularına bırakır. Kendini alt işlevin arzularına bırakan bir insanın yaşadığı genel duruma işlevsel “yığın atlama” denir.
İşlevsel Yığın Atlama
Yukarıdaki örnekten anlaşılacağı gibi alt işlevi ihmaletmek kadar alt işlevi öne çıkarmak da oldukça olağan bir durumdur. Fakat alt işlevin sazı eline alması sağlıklı psikolojik işleyişi engelleyen bir durumdur. Çünkü insanın baskın işlevinin çalışmaması demektir. Yani bir anlamda insanın kendisi olamaması anlamına gelir.
Böyle bir durum genellikle alt işlevi psikolojik sürece doğrudan devreye sokmakla gerçekleşir. Bu duruma Elaine Schallock “yığını atlama” demiştir. Yığın atlama, bir insanın taşıdığı niteliklerin zıddıyla işlev görmeye çalışması gibidir. Yani olmadığı veya olmak istemeyeceği bir kişi gibi yaşamaya başlamaktır. Tabi böyle bir durumun sonucu, kişilik tipinin eğilimine göre bir psikoz veya nevroz yaşamakla sonuçlanacaktır.
Örneğin, alt işlevi olan Te’yi şımartmak için yığınını atlayan bir INFP, bir ETJ tipi gibi çalışmaya başlar. Ve o asla bir ETJ olamaz. Hatta bu kişilik tiplerine yapısı gereği sosyal yaşamda bile oldukça uzaktır. Yığını atlama, bireyde hayal kırıklığına, bitkinliğe ve memnuniyetsizliğe yol açar. Çünkü sonuçta psikolojik işleyişin sürdürülemez bir modudur.
Aşağıda, çeşitli kişik tiplerinin “yığın atlama” durumlarında nasıl görünebileceklerine dair bazı örnekler verilmiştir:
- ITP’ler: Fe ile başkalarına doğrudan yardım etmek veya danışmanlık yapmak.
- IFP’ler: Te ile başkalarına rasyonel düzeni veya organizasyonu dayatmak.
- INJ’ler: Se ile fiziksel eylem, performans veya yürütme işlerini yapmak.
- ISJ’ler: Ne ile teorileri veya fikirleri yorumlamak veya beyin fırtınası yapmak.
- ETJ’ler: Fi ile kişisel duygulara veya değerlere odaklanmak.
- EFJ’ler: Ti ile sübjektif mantık kullanmak veya diğerlerinden bağımsız hareket etmek.
- ESP’ler: Ni ile derin bilgelik veya içgörü kazanmaya çalışmak.
- ENP’ler: Si ile geçmiş inançları veya gelenekleri eleştirmeden kabul etmek veya özümsemek.
Sağlıklı Psikolojik İşlev Süreci Yaşamak
Schallock’a göre sağlıklı bir psikolojik işlev süreci, baskın işlevden yani işlev yığınının tepesinden aşağıya doğru ilerleyen bir süreçtir. Bunu yaparken, en doğal şekilde çalışmamızı sağlayan en güçlü işlevimizle yola çıkarız. Yığınımızdaki dört işlev arasında aşağı doğru hareket etmek, tüm işlevlerin daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde tatmin olmasını sağlar.
Aşağıda tiplerin yığın atlamadan (yukarıdan aşağıya doğru) alt işlevlerini nasıl çalıştırdıklarına dair örneklerle gösterilmektedir:
- ITP’ler: İç mantığınızın (Ti) güçlerini, insanın iyileşmesi (Fe) için dolaylı şekillerde kullanın.
- IFP’ler: Sistem ve yapılardaki değişimi dolaylı olarak etkileyen kişisel değerleri (Fi) keşfedin ve ifade edin (Te).
- INJ’ler: Dünyayı dolaylı olarak güzelleştiren veya mükemmelleştiren teorileri, vizyonları, fikirleri (Ni) algılamak ve üretmek (Se).
- ISJ’ler: Gelenekleri savunun ve koruyun (Si), yeni bağlantılar, anlayışlar ve olasılıklar için yol açın (Ne).
- ETJ’ler: Geliştirdiğiniz sistem ve yapılarda (Te) kişisel duyguların veya değerlerin (Fi) gerçekleşmesine dolaylı olarak imkan tanıyın.
- EFJ’ler: Yardım edin, öğretin, meşgul olun ve başkalarından destek alın (Fe), paradoksal olarak daha net bir benlik ve özerklik duygusuna yol açacaktır (Ti).
- ESP’ler: Algıla ve harekete geç (Se) mottosunu kullanın. Zamanla anlamların ve içgörülerin ortaya çıkmasına izin verin (Ni).
- ENP’ler: Fikirleri ve olasılıkları (Ne) keşfettikten sonra geleneklerin, alışkanlıkların ve görev duygusunun (Si) ortaya çıkmasına izin verin.
Bu örneklerin gösterdiği gibi, alt işlevi doğrudan veya kasıtlı olarak kullanmadan da yatıştırmak ve tatmin etmek de mümkündür. Alt işlevi doğrudan tatmin etmeye çalışarak ne kendimize ne de topluma bir iyilik yapmış olmayız. Evet onu ihmal etmemeliyiz. Ancak doğrudan muhatap almak da olumlu bir adım değildir. Bu nedenle her bir kişilik tipi, kendine özel işlevsel yığınının tepesinden aşağıya doğru ilerlemeli ve al işleve dolaylı yollardan yaklaşmalıdır. Bu yöntem nihayetinde, bilgelik ve bütünlüğe giden yolu açan, en sürdürülebilir işleyiş biçimidir.
Bu yazıyı nasıl buldunuz? Sizin de bu konu ile ilgili tecrübeleriniz var mı? Lütfen yorumlarda benimle paylaşın!
Konu ile ilgili diğer yazılar:
>>> Bütünleştirmenin Anahtar Faktörleri Nelerdir?