Yanlış söylemler konusuna daha önce iki yazı yazmıştım. Şimdi bu Yanlış Söylemler –III yazımda MBTI ile ilgili yapılan yanlış genellemelerden bahsetmeye devam edeceğim. Ayrıca bu genellemelerle ilgili kullanılan yanlış söylemleri de yine dile getirmeye çalışacağım. Bu yazı bu konu ile ilgili yazacağım son yazı olacak. Ancak yeni okumalarımda farklı argümanlara rastlarsam bu konuya devam etmek isterim.
Yanlış Söylemler –III, üç yanlış söylemden bahsedecek. Bu söylemler de diğerleri gibi yüzeysel bakış açılarından kaynaklanmaktadırlar.
Yanlış Söylemler -III 5. Yanlış Söylem: “Duyum yönü güçlü olanlar daha az akılcı ve yaratıcıdırlar.”
Duyum yönü güçlü insanlar genellikle soyut ve teorik olan şeylere değil de daha çok somut olana odaklanma eğilimindedirler. Onlar, gerçekliğe, deneyimlerine ve deneme-yanılma yoluyla öğrendiklerine odaklanırlar. Ayrıca, ellerini kirletmeyi ve nesnelerle, aletlerle, uğraşmaktan hoşlanırlar. Onlar, dokunarak, tadarak, duyarak çalışmayı severler. Bu eğilimleri hiçbir şekilde onların daha az zeki ve sıkıcı oldukları veya yaratıcı olmadıkları anlamına gelmez.
Evet, genel nüfusa bakıldığında sezgi yönü güçlü insanların, duyum yönü güçlü olan insanlardan daha az oldukları görülmektedir. Ancak bu durum, duyum işleviyle işgören insanların sezgilerini kullanmadıkları anlamına gelmez. Çünkü sezgi olasılıkları ele almakla ilgilidir. Ve duyum yönü güçlü insanlar da olasılıkları hesaba katarak iş görürler. Hatta olasılıklarla ilgi işler bile yapabilirler. Örneğin Sir Arthur Conan Doyle, Harry Houdini veya Audrey Hepburn gibi… Bu bireylerin tümü büyük olasılıkla duyum yönü güçlü insanlardı ve hepsi de yaratıcılıkla ilgili işler yapıyorlardı.
Bu yanlış söylem ve genelleme ciddi anlamda yanlıştır. Çünkü yaratıcılık veya zeka sadece sezgisellere ait bir nitelik değildir. Bu iki nitelik (duyum ve sezgi) sadece bilgiyi algılama eğilimi ile ilgili olan bir konudur.
Yanlış Söylemler -III 6. Yanlış Söylem: “Kişilik tipiniz belirli şeyleri yapamayacağınız anlamına gelir.”
Bu genelleme Jungian bakış açısına tamamen terstir. Çünkü Jungian psikoloji, insanın ne olduğun değil; ne olabileceğine odaklanır. Haliyle her insan her şeyi yapabilme potansiyeline sahiptir. Örneğin bir INFJ’nin kalabalık bir aile kuramayacağını söylemek büyük bir yanlıştır. Onun içedönük ve mediatif bir yapısının olduğunu doğrudur. Ancak bu çok çocuklu bir anne veya baba olamayacağı anlamına gelmez. Bunun onu mutsuz edeceğini söylemek, gerçek bir yanılgıdır. Ayrıca bu bakış açısı tam bir kalıpçılıktır.
İnsanların sezgisellerin gerçekçi olamayacağını veya duyumsalların belli bir kalıbım dışında düşünemeyeceğini söylediklerini duydum. Hatta eşlerinin kişilik tipinden dolayı onunla asla mutlu olamayacaklarını düşünen insanlara denk geldim. Bunların hepsi insanın doğasına ve ne olabileceğine dair güveni olmayan bir cehaletin yansımasıdır.
Duyum yönü güçlü olanlar, sezgi yönü güçlü olanlarla evlenebilir ve mutlu da olabilirler. İçedönükler kalabalık ailelerde yaşayıp mutlu olabilir. Algılama yönü güçlü olanlar hedef odaklı olabilirler. Yargılama yönü güçlü olanlar da oldukça rahat insanlar olabilirler. Kişilik tipimiz bize sadece bilişlsel tercih süreçlerimizi gösterir. Bu tercihlerle ne yapacağımız bize kalmıştır.
Örmeğin, bazı INFJ’ler doğaya çekilmeyi ve zamanlarını sessizlik, okuma ve meditasyon içinde geçirmeyi severler. Bazı INFJ’ler de kalabalık işletmeleri yönetirler, kalabalık hastanelerde çalışırlar. Tercihinizi ailenize, hayatınıza veya arzularınıza göre şekillendirebilirsiniz. Kişilik tipi bilgisiyle yapabileceğiniz en kötü şey kendinizi sınırlamaktır. Sahip olduğunuz kariyerde, ilişkide veya ailede zihinsel süreçlerinizin güçlü yönlerini nasıl kullanabileceğinizi öğrenin. Çünkü insanın ne olduğu değil; ne olabileceği önemlidir.
7. Yanlış Söylem: “Çevrimiçi kişilik testleri, tipinizi bulmanın iyi bir yoludur.”
Çoğu çevrimiçi kişilik testi muhtemelen sizi gerçek kişilik tipinizi bulmaktan alıkoyacaktır. Çünkü çevrimiçi testler insanları kötü bir şekilde yanlış ifade ederler. Sonrasında ise insanlar kendine öngörülen tip ile heyecanlandıklarından, nadiren diğer seçenekleri düşünürler ve araltırırlar. Hiçbir test mükemmel değildir. Resmi MBTI® bile yalnızca sertifikalı bir profil uzmanı tarafından yapılan bir konsültasyonla eşleştirildiğinde kullanışlıdır.
Tipinizi bulmanın en iyi yolu, iyi bir test yapmak değil; tip açıklamalarını okumak ve bilişsel işlevleri incelemektir. Ancak bu yolla hangi özelliklerin veya işlevlerin size en uygun olduğunu gerçekten bulabilirsiniz. Veya tüm süreç sizi yoracaksa, size yardımcı olması için bir koç tutabilirsiniz. Aşağıdaki linklerde kitap önerileri bulacaksınız. Ayrıca bilişsel işlevler için bilişsel işlevler kategorisine bakabilirsiniz.
Siz bu yanlış söylemler hakkında neler düşünüyorsunuz? Lütfen yorumlarda benimle paylaşın.
İlginizi çekebilcek diğer yazılar:
>>> MBTI Konusunda Bir Bakış Açısı
>>> MBTI ile İlgili Karşı Argümanlar
>>> Meraklılarına 9 Kitap Önerisi
>>> MBTI ile İlgili Yanlış Söylemler -I
>>> MBTI ile İlgili Yanlış Söylemler -II