Bilişsel İşlevler yazı serimize İçedönük Sezgi işlevi ile devam ediyoruz. Bugünkü yazımızda bu işlevin genel olarak neyi ifade ettiğinden ve kullanıcılarına etkilerinden bahsedeceğiz. Bilişsel işlevler konusunda daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız Bilişsel İşlevler kategorisine bir göz atabilirsiniz.
İçedönük Sezgi İşlevi
İçedönük Sezgi (ya da kısaca Ni) bir algılama işlevidir. Bilinçdışı ile dış dünya arasındaki bağlantıları ve soyut ilişkileri bulmak için bilinçdışının içteki öznel dünyasına odaklanan bir bilgi toplama sürecidir. Daima altta yatan anlamları, sembolleri ve soyut bağlantıları arar. Bu açıklama bile biraz kafa karıştırıcı gelmiş olabilir. Açıkçası pek çok insan için de öyle. Çünkü çok az insan bu algılama sürecini kullanıyor.
Ni, bilinçli zihinden bağımsız olarak çalışan tek algılama sürecidir. Dış uyaranlara dayanamaz ve aslında dış uyaranlardan uzaklaştığında daha iyi çalışır. Öngörülemez bir şekilde, genellikle şeylerin anlamına veya gelecekteki bir sonuca ilişkin ani iç görü veya farkındalık “parlamaları” yoluyla işler. Daima ileriye bakar ve gelecekteki bir sonuçla ilgili olmadığı sürece şu an ile daha az ilgilenir.
Ni kullanıcısı her zaman büyük resmi görmeye çalışır. Kendisine “burada başka neler oluyor?” ya da “burada gizli kalmış başka ne olabilir?” diye sorar. İnsanlar İçedönük Sezgiyi kullandıklarında, bilinçdışı görüntüler ve semboller akıllarının önünde şaşırtıcı bir doğrulukla oynuyor gibi görünür. Kişilik tipinin yapısal özelliklerine göre “bilinçdışı görüntüler onlar için somut herhangi bir şey kadar gerçektir”. Ni kullanıcısı dünyayı görür ve nesneleri fark eder. Ancak umursadığı tek şey , o nesnenin içindeki hangi anlamı, iç görüyü veya sembolizmi açığa çıkardığıdır. Bu nedenle, Ni kullanıcıları ya çevreden çok kopuk ya da onlara ilham veren rastgele bir şeye çok yoğun bir şekilde odaklanmış görünürler.
“İçedönük sezgisel tip, bilinçaltının dolup taşan rahminde her olasılığın peşinden koşarak, görüntüden görüntüye geçer.” – Carl Jung, Psikolojik Tipler
Kullanıcılarına Etkileri
Başka bir kişide içe dönük sezgiyi tespit etmeye çalıştığınızda, konuşurken genellikle çok fazla teorik dil kullandıklarını fark edeceksiniz. Çünkü algıları somut dünyadan değil, bilinçdışından geldiği için genellikle iç görülerini açıklamakta güçlük çekerler. Bu durum algı ve dilin her zaman uyuşmadığı bir yerdir. Konuşurken genellikle çok az somut veri kullanırlar ve aslında kendilerini açıklamaya çalışırken oldukça hüsrana uğrayabilirler. Anlamlarını iletmek için genellikle metaforu, soyut veya sembolik sanatı kullanmak onlar için daha kolaydır.
Ni kullanıcı bir projeyi veya görevi tamamlarken bunu her zaman yeni ve yenilikçi bir şekilde yapmak ister. “Denenmiş ve gerçek” tekniği küçümseme ve yerleşik bir yöntemi denemek yerine yeni bir yöntemle denemeyi tercih etme eğilimindedirler. Karmaşıklıktan hoşlanırlar. Diğerlerine göre işleri gereksiz yere karmaşık hale getirebilirler. Her şeyi birbirine bağlı ve birçok katmana sahip olarak görürler ve olaylara çok sayıda perspektiften ve bakış açısından bakmak için zaman ayırırlar. Bu eğilim, soruları yanıtlamakta yavaş görünmelerine neden olabilir. On dakika boyunca konuşuyor olabilirsiniz; ve Ni kullanıcısı hala 3. veya 4. dakikada söylediklerinizi analiz ediyor olabilir.
İçedönük sezgi kullanıcıları, şeytanın avukatlığını yapma ve algılarında bireysel olma eğilimindedirler. Yüzeyin altında neler olup bittiğine dair vizyonları genellikle tekinsiz bir şekilde doğrudur. Stratejik planlama ve olası sonuçları yer, zaman veya somut verilerle sınırlandırılmadan görme becerileri; aynı anda hem gizemli hem de dönüştürücü olan derin iç görüleri görmelerine olanak tanır.
İçedönük Sezgi İşlevini Kullanan Kişilik Tipleri
- Baskın İşlev olarak kullanan tipler: INTJ ve INFJ
- Yardımcı İşlev olarak kullanan tipler: ENTJ ve ENFJ
- Üçüncül İşlev olarak kullanan tipler: ISTP ve ISFP
- Alt İşlev olarak kullanan tipler: ESTP ve ESFP
Ni Kullanıcısı Olduğunuzun İşaretleri Nelerdir? yazısı da bu konunun anlaşılmasında size yardımcı olacaktır.
Algılama İşlevleri ile İlgili Bir Hatırlatma:
Duyum ve sezgi, algılama işlevleridir. Bu işlevler bilgiyi nasıl aldığımızı ve hangi kriterlere öncelik verdiğimizi belirler. Unutmayalım ki, herkes hem duyumu hem de sezgiyi kullanır; biz sadece birini diğerine tercih ederiz. Duyum ve sezginin her birinin farklı tutumları vardır. Her birimiz içedönük veya dışadönük duyum ve içedönük veya dışadönük sezgiye sahip olabiliriz. Burada tüm bu işlevler arasındaki farklardan bahsedeceğiz. Dışadönük Sezgi ile devam edelim.
Not:
Bu makaledeki açıklamalar, kişinin tüm işlevlerinden bağımsız olarak yazılmıştır. İşlevlerin fonksiyonel etkileşimlerinden değil; sadece saf hallerinden bahsedilmiştir. Bir insanın baskın, yardımcı, üçüncül veya alt konumda bu işlevlerinin detaylı açıklamaları yapılmamıştır. Burada yapacağımız açıklamalar işlev yığınlarında baskın veya yardımcı işlevler açısından bir yere kadar açıklayıcı olacaktır. Ancak bu yazı dizisi psikolojik işlevler konusuna yeni başlayanlar için bir ön bilgi veya kılavuz niteliğindedir.
Yazı hakkındaki görüşlerinizi yorumlarda bana iletebilirsiniz!