Ni Kullanıcısı olduğunuzun işaretleri nelerdir? Bir Ni kullanıcısı kendini nasıl ifade eder? Bugünkü yazımızda bu soruların cevaplarını arayacağız. Siz de kendinizde bu özellikleri görüyorsanız; büyük ihtimalle içedönük sezgi (Ni) işlevini aktif bir biçimde kullanıyorsunuz demektir.
Başlarken
Psikolojik Tipler ile ilgilenen insanlar arasında içedönük sezginin ne olduğu ve ne olmadığı konusunda çok fazla kafa karışıklığı oluşturan söylemler var. Örneğin bazıları geleceği planlama eğilimini bir sezgi özelliği olarak söylemektedirler. Fakat birçok duyum tipi de geleceği planlamaktan hoşlanırlar. Geriye kalan tipler ise sezginin neredeyse psişik veya empatik bir eğilim olduğunu düşünürler. Öyleyse gerçekte içedönük sezgi nedir? Şimdi bu konuyu olabildiğince basit ve anlaşılır bir şekilde açıklamaya çalışacağız.
Siz de bilişsel işlevlerden hangilerinin siz de daha aktif olduğunu bulmak istiyorsanız; bu yazı dizimizi takip etmelisiniz. Ayrıca daha önce bilişsel işlevler ile ilgili paylaştığımız temel teori yazılarımıza da bir göz atabilirsiniz.
Hangi Kişilik Tipleri İçedönük Sezgi İşlevi (Ni Kullanıcısı) Kullanır?
İçedönük Sezgi (teknik kullanımıyla Ni) bilişsel bir işlevdir. Bu noktada İçedönük Sezgi‘nin, aklımızı kullanmanın süslü yollarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu işlevi en yoğun haliyle kişilik kodunda NJ olanlar kullanırlar. Ayrıca kişilik kodunda SP olanlar da bu işlevi kullanırlar. Aşağıdaki tabloda hangi tipin hangi işlev alanlarında Ni‘yi kullandıkları gösterilmiştir.
İŞLEV ALANI | KULLANANLAR |
Baskın İşlev | INFJ-INTJ |
Yardımcı İşlev | ENFJ-ENTJ |
Üçüncül İşlev | ISTP-ISFP |
Alt İşlev | ESTP-ESFP |
INFJ ve INTJ bu işlevi baskın olarak kullanmaktadır. Onlar bu işlevi kullandıkları için insanların aşikar olmayan bazı yönlerini bir iç görü ile tespit ederler; ve bundan heyecan duyarlar. Ayrıca ilgilendikleri bir olayın veya olgunun ardındaki örüntüyü, niyeti veya bakış açısını bu işlev sayesinde fark ederler. Kavramların veya kalıpların daha derin anlamlarını ve olayların büyük düzendeki anlık rollerini kavrayabilirler.
İçedönük Sezgi (Ni) İşlevinin Genel Özelliklerini Hatırlayalım
Kişilik analizcileri, İçedönük Sezgi’yi perspektifler olarak adlandırır. Bunun sebebi Ni işlevini kullanan kişilik tiplerinin, başka bir kişinin ruh halini, sorununu veya zihniyetini tahmin edebilme özellikleridir.
Isabel Briggs-Myers, Ni’nin kullanıcılarına en büyük armağanlarının; “ilham parıltıları, ilişkilere dair iç görü, hayal gücü, özgünlük, bilinçaltının kaynaklarına erişim, yaratıcılık ve ne olabileceğine dair vizyonlar” olduğunu söyler.
Kısacası Ni, kalıplara, bakış açılarına, gizli anlamlara ve gelecekteki sonuçlara odaklanan bir bilgi toplama sürecidir. İçedönük Sezgi’nin ne olduğu ile ilgili daha detaylı bilgi için “Carl Jung: İçe Dönük Sezginin Büyüsü ve Gizemi” adlı makaleye bakabilirsiniz.
Bu yazı öncelikle içe dönük sezginin belirtilerine bakmakla ilgilidir. Burada, dışarıdan nasıl göründüğünü; ve kullanıcısı için ise nasıl bir his olduğunu görebileceksiniz. Bu pratik örnekler umarım bu karmaşık işlevi kavramanızı kolaylaştıracaktır.
Daha detaylı bilgi edinmek için İçedönük Sezgi Nedir? başlıklı yazımıza bir göz atabilirsiniz.
Bir Ni Kullanıcısı Kendisi İle İlgili Hangi Özellikleri Vurgular?
“Aldığım İlhamlardan etkileniyorum”. Beni yönlendiren şey ilhamdır. Belli bir “bilme” duygum ve sezgim var. Ayrıca her adımımı yönlendiren ve bana enerji veren bir gelecek vizyonuna sahibim. Bazen ilhamlarım bir anda ortaya çıkıyor; ve bunları diğer insanlara açıklamakta zorlanıyorum.
“Ben kendi haline ve bağımsız biriyim”. Yeni ve keşfedilmemiş şeyler, benim için her zaman denenmiş ve gerçek olan şeylerden daha ilginçtir. Otoriteye şüpheyle bakan biriyim. Ayrıca kurallara uyulup uyulmayacağına kendim karar vermeyi tercih ederim. Aynı zamanda kısıtlamalardan, tekrarlardan ve rutinlerden hiç hoşlanmıyorum.
“Görünenin arkasında ne olduğunu bilmek istiyorum”. İlk izlenimlere ya da söylenen sözlere güvenmiyorum. Her şeyin anlam katmanları olduğuna inanıyorum. Bu nedenle her şeyin en derin ve en içteki katmanına ulaşmayı amaçlıyorum.
“Strateji oluşturmayı seviyorum”. Bakış açım ve vizyonum stratejik planlamalar yapmama rehberlik ediyor. Ayrıca geleceği ve belirli bir hedefe veya sonuca nasıl ulaşacağımı düşündüğüm zamanlarda bağımsız bir bölgede yaşıyorum. Bu sebeple strateji veya gelişim oyunları benim için çok uyarıcı oluyorlar.
Hayal Dünyasında Bir Bilinçsiz Seyahatin Bilinçli Sonuçları
“Hayal kurmak için özel bir zamana ihtiyaç duyuyorum”. Edindiğim yeni bilgilerin tüm evrene nasıl uyduğunu bilmem gerekiyor. Bu nedenle aklımın, hayal etmek ve fikirler ve teorilerle uğraşmak için zamana ihtiyacı var. Ayrıca kendimi tüm dış uyaranlardan uzaklaştırarak bunu yaptığımda gerçekten zevk alıyorum. Hatta çevredeki şeyler tarafından uyarılmadan; iç görülerimle baş başa kaldığım sessiz, karanlık bir yerde yalnız olmak zihnime özgürlük sağlıyor. Böyle zamanlar, edindiğim bilgileri bilinçsizce sentezleyebildiğim zamanlardır. Ayrıca böyle zamanlar benim için genellikle en derin kavrayışları sağladığım ve “aha! işte bu!” dediğim anlardır.
“Bilinçsizlik dünyasına güveniyorum”. Benim için bilinçsiz görüntüler ve sembolik rüyalar, somut görüntüler ve veriler kadar önemlidir. Beş duyumdan topladıklarım tabii ki de önemlidir; ancak onların bana, gelecek, evren ve her şeyin anlamı hakkında verdikleri ip uçları kadar bir önemleri vardır.
“Bazen anlamlarda ve hayallerde kayboluyorum”. Etrafımdaki dünyanın somut ayrıntılarını fark etmek yerine; her şeyin sembolik anlamını ve önemini fark ediyorum. Bir ağaç görsem dünü, bugünü ve geleceği hakkında düşünürüm. Hatta bazen dünyamıza katkısı ve yaşam gücü gibi sembolik anlamları beni cezbediyor. Hatta daha ileri giderek; çevrenin durumunu ve bu ağacın 100 veya 1000 yıl sonra nerede olacağını düşünüyorum.
Derin Sohbetler ve İfade Etme Problemi
“Sezgilerimle algıladıklarımı kelimelerle dökmekte zorlanıyorum”. Sezgilerimin ve iç görülerimin çoğu bilinçaltından ve iç dünyamdan geldiği için; onları açığa çıkarmakta veya ifade etmekte zorlanıyorum. Bunu yapabilmek için belirli bir zamana ihtiyaç duyuyorum. Bu zamanı kullanmadan açıklamaya çalıştığımda; kelimelerde başıboş dolanıyor, duraksıyor ya da anlam ve metafora o kadar odaklanıyorum. Haliyle konuştuğum insanların kafasını karıştırıyorum. Bu durum benim için gerçekten de çok sinir bozucu bir hal alabiliyor.
“Sohbet ne kadar soyut olursa; o kadar zevk alıyorum”. Karmaşık süreçleri ve felsefeleri anlama konusunda başarılıyım. Konuşma ne kadar belirsiz, soyut ve teorik olursa, o kadar çok enerji ve heyecan duyuyorum.
“Bazen neden diye sormayı özlüyorum”. Evrenin “nedenlerini” ve her şeyin nasıl birbirine bağlantılı olduğunu anlamaya çalışıyorum. Derin ve nüfuz edici sorular sormayı çok istiyorum. Ancak deneyimlerimle öğrendim ki; sohbet karmaşık, soyut veya keşfedilmemiş bir alana girdiğinde birçok insan rahatsız oluyor. Tabi bu durum da gerçekten sohbet etmeyi özlediğim zamanlar oluyor.
Bir Öneri ve Bir İstek:
Yapılan testlerde NJ tipi olarak tespit edilen birçok kişi, burada yazılan noktalarla gerçekten ilgili olmadıklarını söylüyorlar. Bunun nedeni, çevrimiçi testlerin bir çoğunun insanları yanlış çözümlemesinden kaynaklanıyor. Siz de bu özelliklerle gerçekten ilgili değilseniz ama yine de kendinizi sezgisel olarak tanımlamışsanız, Psikolojik Tipler (The Collected Works of CG Jung, Cilt 6) (Bollingen Series XX) kitabına bir göz atmalısınız. Blog sayfamı geliştirmeme yardımcı olmak için yazımızı yorumlamayı lütfen unutmayın!