Varoluşun Temel Gerilimi
“Sessizlikle çağıran bir iç çatlaktan doğar yolculuk…” -Bir Sükût Yolcusu-
Bir yerlerde hep bir şey eksik. Ne olduğunu tarif etmek zor, adı olmayan bir suskunluk gibi. İçinde bir sıkıntı değil bir çağrı var. Her şey yolundaymış gibi görünen bir yaşamın ortasında açıklanamayan bir gerilim…
Bu bir boşluk değil aksine fazlalık. Kalabalık, gürültü, hız, imaj, görev, ilişki, başarı… Hepsi var ama hiçbir şey yerine oturmuyor. İçinde bir soru yankılanıyor: “Gerçekten burada mıyım yoksa sadece burada olduğumu mu sanıyorum?”
İşte bu kategorideki yazılar tam da bu isimsiz gerilimden başlıyor. Çünkü varoluş doğası gereği bir çelişki taşır: Öz’ün sessiz bilgeliği ile benliğin çırpınan çabası arasında gerilmiş bir yay gibi…
Öz ve Tip Arasındaki Gerilim
İnsan bu yayda salınır. Bir yanda Öz: zamansız, derin, tanımsız ama tanıdık. Diğer yanda Tip: öğrenilmiş, tepkisel, kendini korumaya programlı. Tip seni hayatta tutar. Öz ise seni hayatta var kılar.
Çocuklukta yaşadığın yaralar seni belli bir kişilik yapısına yönlendirir. Enneagram’da buna “tip” deriz. Aslında varoluşsal bir savunmadır. Unutmayla başlamıştır. Onu hatırlamak ise cesaret ister. Çünkü hatırlamak tipinin sınırlarını fark edip ötesine geçmeye niyet etmektir.
İşte bu gerilim kişiliğin ötesine geçme çağrısıdır. Sessiz bir hatırlama arzusu. Çoğu zaman bastırılır, gölgelenir, ertelenir. Günlük hayatın gürültüsünde duyulmaz. Ta ki… bir kriz, bir kayıp ya da bir duraklama anı seni boşluğa düşürüp “Ben kimim?” sorusunu yeniden yankılatana kadar.
Varoluşun Temel Gerilimi ve Modern Dünyada Hatırlamanın Direnişi
Bugünün insanı hiç olmadığı kadar bilgiye, seçeneğe, teknolojiye sahip. Ama bir o kadar da kendinden uzak. Modern yaşam dışa dönük zekâyı büyütürken içe dönük bilgeliği unutturuyor.
Böyle bir çağda hatırlamak sadece bireysel bir pratik değil kolektif bir direniştir. Çünkü hatırlamak fark etmektir. Yavaşlamaktır. Sorgulamaktır. Durmaktır. Yön değiştirmektir. Oysa sistem seni hep hızlandırmak istiyor.
O halde sormalı: “Gerçekten hatırlamak istiyor musun yoksa sadece unutmanın başka bir biçimini mi arıyorsun?”
Bu kategorideki yazılar sana yol haritası sunmayacak. Çünkü öz’e dönüşün tek bir haritası yok. Ama sana kendi güzergahını çıkarma cesareti verecek. Her bölüm bir eşik, her kavram bir ayna; içine baktığında seni kendine taşısın diye…
Bu bir öğreti değil bir hatırlatma. Ve unutma! Yazar da seninle birlikte hatırlamak istiyor.
Şimdi kendine sor: Ne zamandır susuyorsun? Gerçekten kim olduğunu en son ne zaman merak ettin? Tepkilerin mi seni tanımlıyor yoksa tanıklığın mı? En son ne zaman durdun ve sessizliği dinledin?
Dönüşümün Kalbinde Gerilim
Varoluşun temel gerilimi bir problem değildir; tutulması gereken bir alandır. Belki de dönüşüm bu gerilimi yok etmekle değil onunla dostluk kurmakla başlar. Çünkü en derin hatırlamalar en büyük çelişkilerin kalbinden fısıldar.
Şimdi soruyorum: Hazır mısın bu gerilimi bir davet gibi duymaya? Hazır mısın kendi yolculuğuna adım atmaya?
Daha derin bir okuma için bu linkteki kitaplara bakabilirsiniz.