Psikolojik Tipler
Bu kategoride Jung Tipolojisinin Temelleri üzerinde duracağız. Jung okuyucularının iyi bildikleri Psikolojik Tipler, Bilişsel İşlevler ve Fonksiyonel Analizler ile ilgili kolay ve temel bilgileri sizlerle paylaşacağız. İlerleyen günlerde bu temel kavramları daha geniş bir şekilde ele alacağız.
Psikolojik Tipler
Carl Gustav Jung (1875-1961) Dışadönüklük-İçedönüklük tercihini bireyin genel tutumu olarak adlandırdı. Çünkü ona göre bu tutum, bireyin tamamlanmış hissetmesinin yönünü yansıtmaktaydı, [Jung, 1971]. Birey ya dış dünya ile yakınlığını koruyarak enerji elde eder. Ya da tersine iç dünyasına yönelerek yaşam enerjisi elde etmektedir.
Jung’a göre duyum ve sezgi tercihi, kişinin bilgiyi algılama yöntemini temsil eder. Duyum, bireyin esas olarak somut ve gerçek bilgilere dayanması anlamına gelir. Böyle bir insan için, nesneler, duyum saldığı sürece önemlidir. Oysa sezgi, bir kişinin kendi anlayışına güvendiği anlamına gelir. Çünkü böyle biri için önemli olan şey dünyayı ve yaşamı anlamlı kılmaktır.
Jung’a göre düşünme ve hissetme tercihi, bireyin bilgiyi işleme biçimini gösterir. Düşünme tercihi, bireyin mantıklı akıl yürütmeye dayalı kararlar vermesi anlamına gelir. Ayrıca duygulardan daha az etkilenmesini ifade eder. Hissetme tercihi ise bireyin kararlarının temelinin kendini iyi hissettiren duyguları ve değerleri olduğu anlamına gelir.
Jung ve Bilişsel İşlevler
Jung’a göre, bilişsel işlevlerden ya yargılama ya da algılama çiftinden gelen bir işlev, birincil olacaktır. Birincil işlev baskın olarak da adlandırılır. Başka bir deyişle, iki dikotominin (Duyum-Sezgi ve Düşünme-Hissetme) kutuplarından biri, diğer kutuplara hakimdir. Dışadönüklük-İçedönüklük tercihi ise baskın işlevin yönünü belirler. Yön, onu besleyen enerji kaynağına işaret eder. Yani dışadönükler için dış dünyaya; içedönükler için ise iç dünyaya işaret eder.
Jung, diğer çiftten gelen bir işlevin ikincil olacağını ancak yine de “belirleyici bir faktör” olacağını öne sürdü [Jung, 1971]. Bu ikincil işleve aynı zamanda yardımcı işlev de denilir. Yani bir kişide Sezgi işlevi baskın ise; o zaman yardımcı olan işlev ya Düşünme ya da Hissetme olacaktır. Duyum işlevi baskın ise, o zaman yardımcı olan işlev yine Düşünme veya Hissetme işlevinden biri olacaktır. Ancak, eğer Düşünme işlevi baskın ise, o zaman yardımcı olan işlev ya Duyum ya da Sezgi olacaktır. Eğer Hissetme işlevi baskın ise, o zaman yardımcı olan ya Duyum ya da Sezgi işlevi olacaktır. Başka bir deyişle, yardımcı fonksiyon asla aynı ikiliğe ait değildir.