Bilişsel İşlevler
Bilişsel İşlevler
Jung’a göre, bilişsel işlevler için ya yargılama ya da algılama çiftinden gelen bir işlev, birincil olacaktır. Birincil işlev baskın olarak da adlandırılır. Başka bir deyişle, iki dikotominin (Duyum-Sezgi ve Düşünme-Hissetme) kutuplarından biri, diğer kutuplara hakimdir. Dışadönüklük-İçedönüklük tercihi ise baskın işlevin yönünü belirler. Yön, onu besleyen enerji kaynağına işaret eder. Yani dışadönükler için dış dünyaya ve içedönükler için ise iç dünyaya işaret eder.
Jung, diğer çiftten gelen bir işlevin ikincil olacağını söyledi. Ancak yine de “belirleyici bir faktör” olacağını öne sürdü [Jung, 1971]. Bu ikincil işleve aynı zamanda yardımcı işlev de denilir. Yani bir kişide Sezgi işlevi baskın ise; yardımcı işlev ya Düşünme ya da Hissetme olacaktır. Duyum işlevi baskın ise, yardımcı olan işlev yine Düşünme veya Hissetme işlevinden biri olacaktır. Ancak, eğer Düşünme işlevi baskın ise, yardımcı olan işlev ya Duyum ya da Sezgi olacaktır. Eğer Hissetme işlevi baskın ise, yardımcı olan ya Duyum ya da Sezgi işlevi olacaktır. Başka bir deyişle, yardımcı fonksiyon asla aynı ikiliğe ait değildir.
Fonksiyonel Analizler
Jung, hissetme ve düşünme tiplerini “rasyonel” olarak adlandırdı. Çünkü bunlar, akıl yürütme mantığı sağlayan (düşünme veya hissetme) yargılama işlevlerinin baskınlığı ile karakterize tiplerdi. Ayrıca “rasyonel” ve yargılama tercihi, belirli kurallar, ilkeler veya normlar doğrultusunda bilinçli olarak işlemekteydi. Bununla beraber düşünme, duygular, tepkiler ve davranışlarla sonuçlanmaktaydı. Baskın “rasyonel” veya yargılama tercihe sahip insanlar, dünyayı bir dizi kuralı izleyen düzenli bir yapı olarak algılamaktaydılar.
Duyum ve sezgi tiplerini ise “irrasyonel” olarak adlandırdı. Çünkü bunlar algı işlevlerinin (duyum ya da sezgi) baskınlığı ile karakterize tiplerdi. Bu nedenle “tercihleri ve ihmalleri mantıklı yargıya değil, algının mutlak yoğunluğuna dayanıyordu” [Jung. , 1971].
Ayrıca “irrasyonel” veya algılama tercihi, fırsatlarla, yani varsayılan öncüllerden etkilenmektedir. Ayrıca çoğunlukla bilinçsiz süreçler tarafından yönlendirilen duyumlardan da etkilenmektedir. Sonra bunlardan kaynaklanan bir dizi olası sonuçla çalışmaktadır. Baskın “irrasyonel” veya algılama tercihe sahip insanlar, dünyayı çeşitli biçimler ve sonuçlar alınabilen bir yapı olarak görmekteydiler.
Bir insanda Yargılama ve Algılama tercihinin gücünü ve etkisini ya gözlem yaparak ya da belirli sorular sorarak belirlemek mümkündür.